top of page

Girişimciler 4 gruba ayrılır—Peki sen hangisindesin?

Güncelleme tarihi: 24 Mar

Başarı Gerçekten "Doğal Yetenek" mi Gerektirir?


Birkaç ay önce, gerçekten şaşırtıcı bir hikayeye sahip bir girişimciyle tanıştım. Henüz 18 aylık bir mikro SaaS şirketi vardı ve aylık geliri şimdiden 150 bin doları aşmıştı. Üstelik ne pazarlama deneyimi vardı ne de iş geçmişi. Sadece içgüdü ve biraz çaba ile bu noktaya gelmişti.

 

Onunla konuştuktan sonra aklıma ilk gelen şey şu oldu: "Bir gecede başarı" hikayeleri nadirdir! Ama en çok duyduklarımız da bunlar. Çünkü sıra dışı hikayeler manşetlere çıkar, ilgi çeker ve paylaşılır. İlginçler çünkü yaygın değiller.

 

Son sekiz yılda pek çok başarılı girişimciyle tanıştım ve fark ettiğim şey şu oldu: Girişimcilik, sanıldığı gibi anlık bir yetenek değil, öğrenilen bir beceridir. Aslında, bir enstrüman çalmayı öğrenmek ya da yeni bir dil öğrenmek gibi düşünebiliriz. Her ikisi de sabır, tekrar ve sürekli gelişim gerektirir.

Girişimcilerin 4 gruba ayrılır.

Girişimciler 4 Gruba Ayrılır. Peki sen hangisindesin?

1-Doğuştan Girişimciler

Bu gruptakiler, girişimciliği sanki içgüdüsel olarak çözer. İşe başlar başlamaz her şey yolunda gider. Piyasaları anlar, fırsatları görür ve en başından itibaren doğru adımları atarlar. Onları izlediğinizde, girişimciliğin çocuk oyuncağı olduğunu sanabilirsiniz.


2-Sürekli Çabalayan Ama Yolunu Bulamayanlar

Bu kişiler girişimciliğe büyük bir hevesle başlar, ancak bir türlü ilerleyemezler. Her kitabı okurlar, tüm webinarları izlerler, ancak hâlâ ne yapacaklarını bilemezler. Bu, yeni bir dil öğrenmeye çalışıp yıllar sonra bile iki kelimeyi bir araya getiremeyen birine benzer.


3-İstikrarlı Tırmananlar – Başarıya Ulaşan Çoğunluk

Başlangıçta zorlanırlar ama pes etmezler. Belki başarılı bir iş kurmaları on yıl sürer, ancak tutarlılık, öğrenme ve çaba sayesinde oraya varırlar. Manşetlere çıkmazlar, ama sessiz sedasız başarıya ulaşanların çoğu bu gruptadır.


4-Hevesle Başlayıp Kısa Sürede Pes Edenler

Bu gruptakiler, bir kurs satın alır, Duolingo’yu indirir, hatta bir gitar alır—ama birkaç hafta içinde bırakırlar. Çünkü fikre bayılırlar, ancak süreci sevmezler. Girişimciliği istediklerini sanırlar, ama günlük pratik ve sabır gerektirdiğinde hızla ilgilerini kaybederler.


Çoğu İnsan Neden Başlamadan Vazgeçiyor?


Eskiden insanların disiplinsiz oldukları için pes ettiğini sanırdım. Ama artık biliyorum ki asıl sebep bu değil. Asıl sebep çok daha basit: Çoğu insan yanlış şeyi kovalıyor.


Herkes sonuca ulaşmak istiyor—akıcı İspanyolca konuşmak, güzel müzik çalmak, başarılı bir iş kurmak. Ama esas mesele şu ki, o sonuca giden süreci sevmiyorlar.


Bunu her gün görüyorum. Bir niş belirleyip web sitesi kuran, birkaç içerik yazan ya da e-ticarete girip ürün listeleyen, reklam veren ama beklediği özgürlüğü ve geliri bulamayınca hayal kırıklığına uğrayan insanlar.


Onlarla konuştuğumda, yaptıkları işten gerçekten keyif almadıklarını anlıyorum. Hatta bazıları süreçten nefret ediyor gibi görünüyor—ürün araştırması, müşteri hizmetleri, tedarikçi yönetimi, pazarlama… İşin günlük detayları onları yoruyor ve sıkıyor.


Ve elbette, bu sürdürülebilir olmuyor. Çünkü başarı, süreci yeterince sevip uzun vadede devam edebilmekten geçiyor.


Evet, bazı "doğal yetenekler" daha hızlı başarıya ulaşabilir. Ama onlar istisnadır, kural değil.


Gerçekte, çoğu başarı hikayesinin arkasında istikrarlı tırmananlar vardır. Çünkü onlar sadece sonuca değil, sürecin kendisine de bağlanmayı öğrenmişlerdir.


Bir düşünün: Başarılı dil öğrenenler sadece İspanyolca konuşmak istemez—İspanyolca öğrenmeyi de severler. İspanyol kültürüne ilgi duyar, fırsat buldukça İspanya’ya gitmek isterler.


En iyi müzisyenler sadece sahnede müzik yapmak istemez—çalışma sürecinden de keyif alırlar. Bir gruba katılır, klasik parçaları analiz eder, plak koleksiyonu yapar, müzik topluluklarında vakit geçirirler.


Ve işte fark burada yatıyor.

Girişimciler doğru yolda mı?

Kendini Test Et: Doğru Yolda mısın?


Öncelikle, genel hatlarıyla hangi gruba ait olduğunuzu anlamak çok önemli. Çünkü bunu bilmek, iş yapma şeklinizi tamamen değiştirebilir.

 

Ve merak etmeyin—eğer "doğal yetenek" sahibi biri değilseniz, bu bir engel değil. Çoğu başarılı girişimci de öyle başlamadı.

 

Ancak kendinize şu soruyu sormalısınız:"Gerçekten iş kurmayı seviyor muyum, yoksa sadece başarılı bir iş sahibi olmayı mı istiyorum?"

 

Eğer günlük süreci sevmiyorsanız—problem çözmeyi, içerik üretmeyi, müşteriyle ilgilenmeyi, sürekli öğrenmeyi ve sorunları gidermeyi—muhtemelen dördüncü gruptasınız. Ve bunda yanlış bir şey yok.

 

Ama yıllarınızı yanlış yolda harcamaktansa, hangi gruba ait olduğunuzu erkenden anlamak her zaman daha iyidir. Çünkü doğru yolda olup olmadığınızı bilmek, sizi gerçek başarıya götürecek en önemli adımdır.


İş hayatında (ya da müzik, dil öğrenme gibi herhangi bir beceride) başarı sadece yetenek, azim ya da çabadan ibaret değil. Gerçek başarı, yıllarca pratik yapacak kadar sevdiğiniz bir şeyi bulmaktan geçiyor.

 

Ve belki de gruplar arasındaki en büyük fark tam olarak burada yatıyor: Yetenek değil, sürecin kendisinden keyif alabilme becerisi.

 

Bu yüzden bir işe başlamadan önce kendinize şu soruyu sorun:"Önümüzdeki on yıl boyunca bunu yapmaktan heyecan duyuyor muyum, yoksa sadece sonucun hayalini mi kuruyorum?"

 

Bu soruya vereceğiniz yanıt, hangi gruba ait olduğunuzu ve gerçekten doğru yolda olup olmadığınızı gösterecektir.


Eğer Nereden Başlayacağını Bilmiyorsan…


Kendi işini kurma hayalin var ama nereden başlayacağını bilmiyor musun? Ya da belki denedin, araştırdın, hatta birkaç adım attın ama bir türlü ilerleyemiyorsun…


Bunun nedeni yanlış yolda olman değil—doğru rehberlik ve net bir yol haritasına sahip olmaman olabilir.


İşte tam da bu yüzden "Kendi İşinin Patronu Ol" eğitimini hazırladım. İşinizi sıfırdan kurarken ihtiyacınız olan bilgi, strateji ve cesareti bu eğitimde adım adım paylaşıyorum.




Comments


bottom of page