top of page

Bu hayatın duygusal maliyeti ne kadar?

Hepimiz genelde finansal maliyetlerimizi hesaplamak konusunda iyiyizdir.

 

Kira, market alışverişi, ulaşım, çocuk bakımı gibi temel giderleri dikkatle takip ederiz. Kurduğumuz hayat ve iş düzeni, bu masrafları karşılayacak şekilde kurgularız.

 

Ama…

Kararlarınızın duygusal maliyetini hiç hesaba kattığınız oldu mu?

Yerden paraları süpüren elektrik süpürgesi – duygusal maliyet

Finansal Maliyetleri Hesaplamakta İyiyiz, Peki Ya Duygusal Olanlar?

Yıllar içinde maddi anlamda güvende hisseden ama duygusal olarak zorlanan pek çok kişiyle konuştum.


Nefret ettikleri işlerde 9-10 saat çalışıyorlar. Taşınmak istedikleri yerde değil, "mantıklı" olduğu için bulundukları yerde yaşıyorlar. İçlerinde mutsuz olduklarını bildikleri ilişkilerde sırf düzen bozulmasın diye kalıyorlar.


Çünkü “finansal olarak öyle gerekiyordu.”


Gerçek Yaşamdan Bir Örnek: Ataşehir’e Taşınma Kararım


Eşimle evlenmeye karar verdiğimizde, nerde yaşarsak daha iyi olur diye düşündük ve benim yaşadığım evden ayrılıp eşimin oturduğu eve, yani Anadolu Yakası’na taşınmamın iyi olacağına karar verdik.


Kira sorunumuz yoktu. Bölge nezih, sakin, aile için son derece uygundu. Eğer bir gün çocuk sahibi olursak diye düşündüğümüzde de her şey hazırdı. Site içi güvenliği olan bir yaşam alanı, sosyal aktiviteler, çevresinde iyi okullar…


Yani kağıt üzerinde her şey mükemmeldi.

Ve ben de bu yüzden Ataşehir’e taşındım.

Ama mutsuz oldum.


İşe gidip gelmek için her gün 2.5-3 saatimi trafikte harcıyordum. Site hayatı ve o çok istenen “sakinlik” o zamanki bana göre değildi. Kendimi izole, sıkışmış, hayattan kopmuş gibi hissediyordum.

 

Ve en önemlisi: O yaşama ait değilmişim gibi geliyordu.

Adımımı atınca her yere kısa sürede ulabildiğim, arkadaşlarımda spontane bir şekilde bulaşabildiğim Gayrettepe'den gelmiştim buraya. Alıştığım ve sevdiğim hayat bu değildi. Bu ritim, bu çevre, bu düzen bana uymuyordu.

 

Yanlış anlaşılmasın, Ataşehir İstanbul’un yaşamak için gayet güzel bir bölgesi. Ama benim için doğru yer değildi.

 

Evet tasarruf ediyordum. Ama mutluluğumdan harcıyordum.

Yorgun bir kadın - duygusal maliyet

Duygusal Maliyet Hayatını Nasıl Etkiler?


Duygusal maliyetler, karar alma süreçlerimizde genellikle yer almaz. 

İşimizi değiştirirken, yeni bir iş kurarken, şehir, semt, ev seçerken yada bir ilişkide veya evlilikte kalıp kalmama konusunda karar verirken önce finansal kısmı hesaba katarız.

 

Diğer kısımları nasıl olsa çözerim, alışırım, dayanırım, bir şekilde hayatta kalırım diye düşünürüz.

 

Peki ya mutluluğun bedeli? Yaratıcı enerjinin, ilhamın, yaşam hevesinin kaybolmasının hesap edemediğimiz etkileri?

 

Kim olduğumuz, nerede yaşadığımız ve ne yaptığımızla, 'kendimiz' aramızdaki uyumsuzluk, zamanla bizde içten içe büyüyen bir sıkışmışlık yaratır.


Ve bu duygu giderek ağırlaşan, ruhu ezen bir hale gelir.


Hangi Duygusal Bedeli Ödüyorsun?


Eğer yanlış bir ortamdaysan, sevmediğin işlerle uğraşıyorsan, seni beslemeyen bir yerde yaşıyorsan, sana iyi gelmeyen insanlarla çevriliysen…

 

Bu sadece hayatının o alanında geçici bir mutsuzluk yaratmaz, bir süre sonra sürekli içini oyan genel bir mutsuzluk haline dönüşür.


Ve bu zamanla her şeye sirayet eder. Yaratıcılığını köreltir, ilişkilerini yıpratır, fiziksel ve ruhsal sağlığını bozmaya başlar.


Peki Ne Yapmalı?


Kimseye “Hadi hemen istifanı ver, işini kur, hayalindeki yeri bul ve yarın taşın” demiyorum. Zaten bugün Türkiye’nin ekonomik koşullarında, insan bu tür şeyleri düşünmeyi bile aklına getiremeyebilir.

Ani kararlar almak ya da finansal olarak kendini riske atmak asla önerdiğim şeyler değil.

 

Ama sadece şunu fark etmeni istiyorum: Duygusal maliyetler de en az maddi olanlar kadar gerçektir. Ve onlar da düşünülmeyi, hesaba katılmayı hak eder.

 

Çünkü bazen finansal olarak “uygun” görünen seçenekler, ruhsal olarak çok pahalıya mal olabilir.

Sıkıntılı şekilde oturan bir kadın - duygusal maliyet

Ben hayatımı gerçekten sevdiğim bir yerde kurguladığımda, giderlerim her zaman arttı.

Ama enerjim de arttı.

Verimliliğim arttı.

Fırsatlar çoğaldı.

Sosyal hayatım güçlendi ve bu bana iyi gelmeye başladı.

İçimdeki o anlam arayışı, yerini bulmuş gibi hissettirdi.


Bu Soruyu Kendine Sor: Hangi Duygusal Bedeli Ödüyorsun?


Bugün hayatında hangi duygusal maliyetleri ödüyorsun?

O iş, o şehir, o semt, o ilişki gerçekten sana uygun mu? Yoksa dışarıdan “mantıklı” görünse de içten içe seni çürüten bir tablo mu var ortada?

 

Bu sorunun cevabını sadece sen bilebilirsin. Ama sormaya başlamak bile yönü değiştiren ilk adım olabilir.

 

Sırf kira ucuz diye, ait olmadığın bir yerde kalma.

Ve burada sadece coğrafyadan bahsetmiyorum…


Eğer bu yazı sana bazı farkındalıklar getirdiyse, içsel sıkışmışlıkla başa çıkma yolları üzerine kaleme aldığım “Belirsizlikle başa çıkma: Liminalite ve dönüşümün gücü” yazımı da okumanı öneririm.

Comments


bottom of page