top of page

Tek bir nokta ile başlamak

Güncelleme tarihi: 21 Eki

Okul hayatım boyunca resim dersim hiç iyi olmadı. Uzun yıllar boyunca ne resim çizmeyi ne de herkesin “ohh biraz rahatlayalım” diye girdiği o ders saatini sevdim.


Ta ki, hayatımda sanata bakışımı tamamen değiştiren o resim öğretmenimle tanışana kadar.

 

Bu yeni tanıştığım, ufkumu açan öğretmenimiz bizi farklı sergilere, sanat etkinliklerine götürür; dünyaya başka bir gözle bakmayı gösterirdi. Bir de yıl sonu için bir hedef koymuştu: Bir resim sergisi açacaktık.

 

Elbette ben de bir resim yapacaktım sergi için ama ne çizeceğimi bilmiyordum. “Ben ne yapacağım ki?” diye sorduğumda, resim öğretmenin bana boş bir sayfa karşısındaki korkumu aşmak için basit ama etkili bir şey öğretmişti:

 

“Nereden başlayacağını bilemiyorsan, sadece bir noktayla başla.”

 

İlk duyduğumda bu fikir hem fazla basit gelmişti hem de işe yarayacağına pek inanmamıştım. Ama o dersi hiçbir zaman unutmadım.


Tek bir nokta ile başlamak yazımdaki nota olan görsel

Belirsizlikte yol almak


Çünkü o tek nokta, sadece bir nokta değildi; korkunun içinden geçmenin, hazır olmadan önce başlamanın bir yoluydu.

 

Ve yıllar içinde bu öneri benim için sadece bir çizim tekniği olmaktan çıktı; bir yaşam pratiğine dönüştü. (İlginçtir ki görsel, yaratıcılık ve sanatla dolu bir mesleği seçebilmemin temeli de sanırım o gün atılmıştı.)

 

Ne zaman sıkışsam ve yönümü kaybetsem hep o fikre dönerim. Bir plan yapma baskısına değil, her şeyi çözmüş olma yanılsamasına değil — sadece başlangıç için atacağım o bir noktaya.

 

Sanatçı Richard Diebenkorn bir keresinde şöyle demiş:

“Belirsiz olana cesaret et. Kesinlik belki sonra gelir, belki de hiç gelmez. Ama gelmese bile, bu deneyim senin için değerli bir yanılsama olur.”


Tek bir nokta ile başlamak yazısında resim yapmaya başlamış bir kişinin görseli

Plan değil eylem


Bize belirsizlik içinde nasıl hareket edeceğimiz pek öğretilmez. Oysa sanatta doğru olan şey, hayatta da doğrudur.

 

Boş bir sayfanın verdiği rahatsızlık, fikir eksikliğinden değil, “doğru yapma” baskısından gelir.

Mükemmel kararı verme çabasından.

Zamanı ya da enerjiyi boşa harcamamak için tek doğru yolu seçme isteğinden.

Daha başlamadan önce nereye varacağını bilme arzusundan.

 

İtiraf ediyorum, ben de çoğu zaman bunları hissediyorum. Ama bir yandan da biliyorum ki beni asıl durduran da tam olarak bu düşünceler.

 

O yüzden son zamanlarda, özellikle önemli dönüm noktalarında ya da büyük kararlar alırken, şöyle düşünmeyi seçiyorum:

Bir yol ayrımındaysam, her şeyi haritaya dökmem gerekmiyor. Başlamak için bir nokta, küçük bir adım, meraklı bir hamle yeterli.

 

Çünkü defalarca deneyimledim gibi, ivme kesinlikten değil, eylemden doğuyor.


Tek bir nokta ile başlamak yazımda yola başlamak için herleyi bilmesi gerekmeyen bir kadının yola çıkma görseli

Bilmemenin gücü


Bir nokta diğerine yol açıyor, sonra bir başkasına. Ve sonunda, önceden tahmin edemeyeceğim ama bana “doğru gelen” bir şekil oluşuyor.

 

Şair Wisława Szymborska, Nobel konuşmasında şöyle diyor:

“İlham, sürekli bir ‘bilmiyorum’dan doğar.”

 

Kesinlikle katılıyorum, bilmemenin içinde bir güç vardır.

 

Bilmemenin içinde kalabilmek, soru işaretlerine yer açabilmek güçlü bir yaşam becerisidir.

Çünkü aksi halde genelde düzeltmeye, zorlamaya, kontrol etmeye yöneliriz. Ve bunu yaparken, belki de bizi bekleyen o çılgın, heyecan verici, hep istediğimiz şeyi elden kaçırırız.

 

O yüzden eğer şu anda hayatınızın boş sayfasına bakıyor ve “şimdi ne olacak?” diye düşünüyorsanız, size şunu soruyorum: 

Bugün çizeceğiniz o bir nokta ne olabilir?


Not: Bu yazımı sevdiyseniz 'Belirsizlikle Başa Çıkma' yazıma da göz atabilirsiniz.



 
 
 

Yorumlar


bottom of page