Girişimcilikte tükenmişlik: Daha fazlasının peşinde koşarken kaybolmak
- Deniz Sezen
- 28 Şub
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Mar
Neredeyse tanıdığım bütün girişimcilerin tek bir odak noktası var: Daha fazla. Daha büyük bir iş, daha fazla kazanç, daha fazla başarı…
Elbette, bazen daha fazlasına ihtiyacımız var. İşimiz büyümeye hazır olabilir, doğru zaman geldiğinde ilerlememiz gerekebilir. Ama fark ettiniz mi? Çoğu zaman en temel hedeflerimize bile ulaşmadan daha fazlasını planlamaya başlıyoruz. Ve bu da bizi yorucu, bazen de tükenmiş bir noktaya sürüklüyor.
Peki neden? Neden bu kovalamacayı bırakamıyoruz?

Sonsuz Bir Döngü: Daha Fazla, Daha Hızlı, Daha Büyük
Bu sorunun cevabı aslında yaşadığımız toplumda gizli. Büyüme sürekli yüceltiliyor. Her gün sosyal medyada şu tür içeriklere maruz kalıyoruz:
"6 ayda şu kadar kazandım!"
"1 yılda milyon dolarlık şirket kurdum!"
Ve çoğu zaman, bu hikâyelerin gerçek olup olmadığını bile bilmiyoruz.
Ama biz farkında olmadan, hep daha fazlasını istememiz gerektiğine inanıyoruz. İşimiz büyümezse, rakiplerden geri kalırsak, sürekli hızlanmazsak başarısız olacağımız korkusuyla yaşıyoruz.
Sonra da kendimizi abartılmış hedefler, genişleyen beklentiler ve hiç bitmeyen 'daha hızlı, daha verimli olmalısın' baskısı altında buluyoruz.
Ama burada durup bir düşünelim…
Gerçekten Daha Fazlasına mı İhtiyacımız Var?
Biliyorum, büyümek ilerlemenin ve başarmanın bir göstergelerinden biri. Tatmin edici bir duygu. Ama bir noktaya kadar. Çünkü hayat, sadece durmaksızın büyümek ve her şeyi ele geçirmek için var olmamalı.
Ben de uzun yıllar hayatımı ‘daha fazla’nın kontrolüne bıraktım. Daha çok kazanmalıyım, daha büyük işler yapmalıyım, daha çok insan ulaşmalıyım derken, hayatımı işimin gölgesinde yaşamaya başladım.
Ve bir gün fark ettim ki, aslında bu sonsuz yarışın içinde neye doğru koştuğumu bile unutmuştum. Bu yüzden önceliğimi değiştirmeye karar verdim.
Önce hayatımı inşa etmeye odaklandım.
Kim olduğumu, neyi gerçekten değerli bulduğumu keşfettim.
İşimin, hayatımı tüketmek yerine ona hizmet etmesi gerektiğini anladım.
Ve bu bana şunu gösterdi: Asıl soru "Ne kadar büyüyebilirim?" değil, "Nasıl bir hayat kurmak istiyorum?" olmalı.
Belki şu an hedeflerine odaklanmışsın. Belki "Daha fazlası için çok çalışıyorum, başka yol yok" diyorsun. Ama büyüme ve başarı için ödediğin bedel ne kadar büyük?
Eğer girişimciliği seçtiysen, özgür olmak istedin. Ama günün sonunda, kendi yarattığın altın kelepçelere mahkûm olmak istemezsin.
Comments