Bilmeyenler iş kurmak için çoktan yola çıktı. Peki ya sen?
- Deniz Sezen
- 27 Nis
- 3 dakikada okunur
Bir iş kurmak istiyorsun ama yeterince bilgiye sahip olmadığını düşünüyorsun. Ve belki de bunu bir dezavantaj olarak görüyorsun. Oysa bu durum, düşündüğünden çok daha büyük bir avantaj olabilir.
Çünkü çoğu zaman, "ne yaptığını iyi bilen" insanlar aslında kendilerine en büyük ağırlığı yükler. Bunu yıllar içinde defalarca gözlemledim.
Parlak zekaya ve etkileyici diplomalara sahip insanların bilgiyle kendilerini felç ettiğini, öte yandan, hiçbir şey bilmeyen bir başkasının işe yarar bir şey ortaya çıkardığını gördüm.
Çünkü uzmanlığa tapılan bir dünyada, bazen bilmemek güçlü gizli silahın olabilir.

Çok Bilmenin Bedeli
Yukarıda bahsi geçen durumun benzerleri geçmişte çalıştığım reklam ajanslarında yaşadım.
Yılların deneyimine sahip reklamcılar, bir müşterinin yeni kampanyası üzerinde çalışırken ister istemez geçmiş deneyimlerin etkisine kapılırlardı.
Toplantı odasında sıkça şöyle cümleler duyardık:
“Bu tarz bir kampanyayı daha önce sunduk, müşteri beğenmemişti.”
“Müşterinin bütçesi buna yetmez.”
“Bu fikrin uygulanması çok zor, o yüzden hiç sunmayalım.”
Henüz ortada bir fikir bile yokken, birçok seçenek geçmiş deneyimlerin etkisiyle elenirdi. Arada bir ekibe yeni katılan, sektörde henüz fazla yılı olmayan biri cesaretini toplayıp şöyle derdi: "Peki ya şunu denesek?"
Önerdiği fikir, deneyimli reklamcıların gözünde fazla basit görünebilirdi. Belki yeterince "sofistike" bulunmazdı. Ama bu durum, bahsi geçen basit fikirlerin, sunuldukları zaman müşteri tarafından kabul edilmesine ve hayata geçirilmesine engel olmazdı.
Bilginin bize yolu gösterdiğini ama bazen de harekete geçmemizi zorlaştırdığını en çok böyle anlarda hissettim.
Geçmiş deneyimlerimizden yola çıkarak "bu işe yaramaz" dediğimiz şeyler, aslında taze bir bakış açısıyla bir fırsata dönüşebiliyor.

Bilmemenin Özgürlüğü
Bir konuda "en doğru yöntemi" bilmediğinde, o konuyla ilgili birşeyler denemek hep daha kolaydır. En iyi pazarlama kanalının hangisi olduğunu bilmiyorsan, birçok şeyi denersin ve kendi yolunu bir şekilde bulursun.
Büyük hedefler koymanın "gerçekçi" olup olmadığını bilmiyorsan, çok daha cesur adımlar atarsın. Ve bazen sadece, kaybetmen gerektiğini bilmediğin için kazanırsın.
Tıpkı Airbnb örneğinde olduğu gibi.Sektörün "uzmanları", insanların evlerini yabancılara açmayacağını çok iyi biliyorlardı. Otel yöneticileri bu fikre güldü. Gayrimenkul uzmanları böyle bir sistemin büyük hukuki riskler doğurabileceğini söyledi. Güvenlik uzmanları felaket senaryoları çizdi.
Ama Airbnb'nin kurucuları, konaklama sektörünün içinden gelmiyordu. Sadece kiralarını ödemeye çalışan iki tasarımcıydılar. Tüm "neden olmaz"ları bilmedikleri için, kendi yollarını denediler.
Ve böylece sadece kendi hayatlarını değil, dünya çapında seyahat kültürünü de değiştirdiler. Çünkü onlar, hazır bir oyun planını takip etmek yerine, kendi oyunlarını yazdılar.
Bilmemeyi Avantaja Çevirmek
Peki, yeterince bilgi sahibi olmamak nasıl bir avantaja dönüşebilir?
Birinci adım:
Kesin doğru olduğuna inandığın şeyleri sorgulamaktan çekinme. Bir konuda "işler böyle yürür" diye düşündüğünde, kendine şunu hatırlat: "Bu durum şimdilik böyle."Ya da "Bazı insanlar için böyle."
Çünkü bildiğin doğruların çoğu, değişebilen şeylerdir. Ve çoğu zaman, gerçekten büyük fark yaratanlar, işte o "kesin doğru"lara şüpheyle yaklaşabilenlerdir.
İkinci adım:
Bazen kuralları bilinçli olarak çiğne. Sana "başarılı olmak için mutlaka şunu yapman gerekir" denilen şeylerden birini seç. Ve bir sonraki adımında, tam tersini denemeyi göze al.
En kötü ihtimalle bir şey öğrenmiş olursun. En iyi ihtimalle, herkesin gözünden kaçırdığı bir fırsatı yakalarsın.
Üçüncü adım:
Kendi bilgine fazla güvenme. Bazen hiçbir şey bilmeyen birinin basit bir sorusu, büyük bir fark yaratabilir.
O yüzden biri sana "Peki neden şunu yapmıyoruz?" diye sorduğunda, hemen neden olmayacağını açıklamaya çalışmak yerine kendine sor: "Gerçekten neden olmasın?"
Ve son olarak:Unutma, bilmemek çoğu zaman seni basit çözümlere götürür. Ve basit çözümler, çoğu zaman en güçlü olanlardır.
Bilerek Özgür Kalmak
Bilgi kesinlikle senin düşmanın değil, bunun aksi mümkün değil. Ama bilgine körü körüne bağlılık en büyük düşmanın olabilir.
Çünkü gerçekten başarılı insanlar, "biliyorum" duygusuna saplanıp kalmazlar. Ne kadar deneyimli olurlarsa olsunlar, içlerinde her zaman bir parça şüphe ve en önemlisi çokça merak taşırlar.
Kendilerini bildikleriyle sınırlamaz, yeni yolları keşfetmeye hep açık kalırlar. Çünkü gerçek ustalık, bilgiyi elinde tutarken ona tutsak olmamakta gizlidir.

Unutma
Bilmediğin şeyler seni geriye çekmek zorunda değil. Tam tersine, onları kendi avantajına çevirebilirsin.
Çünkü büyük yenilikler, çoğu zaman bir fikrin "imkânsız" olduğunu bilmeyen insanların cesaretiyle ortaya çıktı.
Bir şeyleri bilmediğin için eksik hissettiğin anlar var ya — İşte tam da orası, yeni yolların açıldığı yer olabilir. Kendine hemen başka doğrular aramak yerine, o boşlukta kalmayı denemekten çekinme. Çünkü gerçek yaratıcılık, çoğu zaman tam da oradan doğar.
Comments